İSA MESİH VE İNCİL HAKKINDA

İncil’in Güvenilirliliği

Peki, Tevrat ve Zebur’a ne oldu?

Bazı insanlar bizlere gelip kendilerine göre mantıklı ve inandırıcı ama çok yanıltıcı bir ‘dinler dizisi’ anlatırlar: “Allah önce Tevrat’ı Hz. Musa aracılığıyla Yahudi halkına yolladı ama etkin olmadığı veya hahamlar onu değiştirdikleri için ardından Zebur’u Hz. Davut’a indirdi, fakat onun geçerliliği bitince Allah Hz. İsa aracılığıyla Hristiyanlara İncil’i verdi. Yine insanların İncil’i tahrif etmeleri üzerine Tanrı sonsuza dek kalıcı olacak Kuran’ı Müslümanlara Hz. Muhammed aracılığıyla yollamaya karar verdi.”      

Öncelikle şunu belirtelim ki, böyle bir dizi ilk bakışta ne kadar güzel ve düzenli görünse de gerçek tarih böyle bir iddiayı doğrulamıyor. Daha önemlisi, Tanrı gerçekten birbirini geçersiz kılan farklı vahiyleri farklı milletlere göndermiş olsaydı, hem kafamızı karıştırmış olurdu hem de kendi karakteriyle ciddi bir şekilde çelişmiş olurdu. Rab’bimiz insan değildir ki bir süre olgunlaştıktan sonra nihayet en sonunda daha üstün ve kalıcı bir kitap çıkarsın. Allah’ın ilk sözü son sözü kadar mükemmel ve ebedi olması gerekmiyor mu?

Ölü Deniz’deki Kumran mağaralarında bulunan 2.300 yıllık Yeşaya tomarı
Ölü Deniz’deki Kumran mağaralarında bulunan 2.300 yıllık Yeşaya tomarı

Esas Tevrat ve Zebur, Hristiyanların ‘Eski Antlaşma’ dedikleri kitap, sadece Hz. Musa ve Hz. Davut’un yazmış olduğu iki bölümden ibaret değil, bundan başka, Tanrı’nın esinlemiş olduğu bir takım peygamberlerin yazılarını da içermektedir (Eyüp, Süleyman, Yunus, Zekeriya vs.). Eski Antlaşma Yahudi halkına gönderilen ve birçok peygamberin yazılarını içeren 39 bölümlük tek bir Tanrı esinidir. Ayrıca, bu kutsal yazılar aynı ortak mesajı iletmekte ve birbirini geçersiz kılmamaktadır. Tanrı’nın kendi sözünü inkâr etmesi ya da geçersiz kılması hiç mümküm olur mu? Tam aksine Tevrat’tan başlayarak Rab’bimiz tüm peygamberler aracılığıyla Mesih’in gelişiyle ilgili aynı mesajı bildirmiştir. Çünkü Tevrat olsun, Zebur olsun hepsi İncil’de söz edilen İsa Mesih’i işaret ediyor (bkz. Luka 24:25-27, Yuhanna 5:39, İbraniler 1:1-3).

Bu anlamda İncil (Yeni Antlaşma), Kutsal Kitap’ın ilk bölümü olan Tevrat ve Zebur’u (Eski Antlaşma) tamamlamış oldu. Her Hristiyan hem Eski, hem de Yeni Antlaşma’yı Tanrı’nın Sözü olarak kabul eder. İkisi tek bir Tanrı esinlemesi olan Kutsal Kitap’ı oluşturuyor ve birbirini destekliyor. Bu da Tanrı’nın inanılmaz bir mucizesidir ki, Tevrat ve Zebur’un 39 bölümü ile İncil’in 27 bölümü, toplam 66 bölüm içeren bu Kutsal Kitap, 1.500 senelik süre içerisinde, farklı yerlerde, konumda ve durumda bulunan, Kutsal Ruh tarafından yönlendirilmiş 40’tan fazla değişik peygamber tarafından aktarıldığı halde, her yönden uyumlu bir bütün oluşturur.

 İncil’in olduğu gibi, Tevrat ve Zebur’un da yazılarının günümüze kadar bozulmadan geldiğine dair birçok tarihsel ve arkeolojik kanıtlar bulunmaktadır.# Örneğin, 1947 yılında genç Müslüman bir çoban Ölü Deniz’in yakınındaki mağaraların etrafında dolaşırken bir takım tarihi çömlekler keşfetti. İçlerine bakınca tomar halinde birçok eski metin buldu. İncelemeye sunulunca bu yazıların yaklaşık 2.300 yıllık Tevrat, Zebur ve başka ayin kitaplarının nüshaları olduğu anlaşıldı. En çarpıcı gerçek ise şu ki, bu eski nüshaların mevcut olan Tevrat ve Zebur metinleriyle kıyaslandığında birebir aynı olduğu ortaya çıktı. Neticede, Tanrı’nın Sözü olan Tevrat, Zebur ve İncil kesinlikle değişmedi ve değişmeyecektir. 

 

# Lütfi Ekinci, John Gilchrist,  Evet, Kitabı Mukaddes Tanrı Sözü’dür, (Sf. 139) Müjde Yayıncılık, 1993. 

 

 

Soru Listesine Dön
Önceki Konu  Sonraki Konu